Gönül Zenginliği


Cenâb-ı Rabbulalemin buyuruyor ki:
"De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler." (Tevbe, 51)

Peygamber Efendimiz (sav) buyurdular:
"Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur." (Buhârî, Rikak 15; Müslim, Zekât 130)

Gönül tokluğu, Allah'ın kendisi için verdiği rızka râzı olma temeline dayanır. Bu da en büyük zenginlik ve izzettir. Çünkü bunun sonucu Allah'ın taksimine ve emirlerine teslim olmaktır. Allah'ın takdirinin kendisi için daha hayırlı olduğunu kabullenmektir. Bu sebeple gönlü tok olan insan, Allah'tan başka kimseden bir şey istemez, kimseye el açmaz. Tam hürriyet ve şeref işte budur.
Elde ettiğiyle yetinmemek ise, neye sahip olursa olsun, insanı sınırsız bir hırsa, sonu gelmez bir tatminsizliğe sürükler.
Gönül tokluğu insanı, vakitlerini güzellikler ve mükemmellikler peşinde harcamaya sevkeder. Bitip tükenmeyen bu üstünlükler, yok olmaya mahkûm maddî zenginliklerden elbette insan için daha faydalı ve gereklidir.
İlim tahsili ve nefsin kemâli yönünde gösterilen gayretler, gerçek zenginliğe kavuşma çabasıdır. Çünkü mal, kısa sürede zeval bulur ama ilim bitmek-tükenmek bilmeyen bir hazinedir.
Öte yandan hırs ve tatminsizliğin neticesi, ferd ve toplum plânında sömürgeciliktir. Gönül tokluğu ise, duygu ve uygulama olarak kendi kendine yetmek, kimsenin hakkına tecâvüz etmemek demektir. Maddî beklentilerin esiri olmamak için gönül tokluğu gereklidir.


Asıl zenginlik göz ve gönül tokluğudur. Mal çokluğuna aldanmak ona gerçek zenginlikmiş gibi bakmamak lâzımdır. Kanaat, Allah'ın kendisi için takdir ettiğine râzı olmak ve ele geçenle geçinmektir. Mal kazanma hırsı insanı sınır tanımazlığa götürür. Gönlü tok olmayan ne kadar zengin olursa olsun fakirdir. İlim ve olgunluk peşinde olmak, gerçek zenginlik için çalışmak demektir.

Yorumlar