Sizlerle Katip Çelebinin Muhteşem eseri Keşfu'z-Zunün'da İlimlerin Değeri başlığı altındaki bir kısmı paylaşmak istedim, mesele biraz tanıdık geldi de...
Aslında onlar (eski ulema) bir şeylerden korkmuşlar ama günümüzü görmedikleri için şanslı sayılırlar. Her ne kadar sistemli ders veren medrese, okul, mektep, lise, üniversite gibi müesseseleri eleştirseler de aslına bakıldığında medreselerin günümüze nisbetle ilim yuvası olduğu aşikardır ama onlar buna bile üzülmüşler. Lafı fazla uzatmadan metine geçiyorum buyurun.
"Mâveraü'n-Nehir bölgesinde devlet kontrolünde ve efsane vezir, büyük âlim Nizamü'l-Mülk himayesinde ilk medrese açılınca ulema bunu iyi karşılamışlar fakat ilme de yas tutmaktan kendilerini alamamışlardır zira artık insanlar bu medreselerde okumaya başlayacak ve bunun karşılığında devlet dairelerinde iş bulacaklar ve para için ilim öğrenecekler ulvi olan ilmi az miktar dünya menfaatine değişecekdir."
Peki eski metod ile medrese arasındaki fark nedir ki bu ulema yas tutmuştur ?
Eski Usul (Sistemli Eğitim Mahallerinden Evvel)
* Hoca için diyar diyar gezen ilme susamış ilim talebeleri
* Hoca için derse gitmek ve hocanın mukaddesliği (dolayısıyla ilmin)
* Öğrenilen ilmin nedenini sorgulamadan, ama meseleleri not, imtihan gibi bir korku olmadan özgürce soru sorabilme ve dolayısıyla hakiki ilim
* İcazet usulü
* Gönüllülük esası
* İlme aşk
Yeni Usul (Sistemli Eğitim Mahallerinden Sonra)
* Hocaların bir arada toplandığı hazır ilim meclisleri
* Okul (medrese) markası için derse gitmek, asıl gayenin ilim değil etiket olması
* İlmi sorgulama, (ne işimize yarayacak) ama öğrenme maksatlı soru soramama
* İmtihan ve not usulü
* Mecburiyet
* Para, makam, mevki, dünya menfaatine aşk
Ne dersiniz günümüz eğitim sistemini anlatmıyor mu ?
İlme aşık bir nesil yetiştirebilmek ümidiyle...
Aslında onlar (eski ulema) bir şeylerden korkmuşlar ama günümüzü görmedikleri için şanslı sayılırlar. Her ne kadar sistemli ders veren medrese, okul, mektep, lise, üniversite gibi müesseseleri eleştirseler de aslına bakıldığında medreselerin günümüze nisbetle ilim yuvası olduğu aşikardır ama onlar buna bile üzülmüşler. Lafı fazla uzatmadan metine geçiyorum buyurun.
"Mâveraü'n-Nehir bölgesinde devlet kontrolünde ve efsane vezir, büyük âlim Nizamü'l-Mülk himayesinde ilk medrese açılınca ulema bunu iyi karşılamışlar fakat ilme de yas tutmaktan kendilerini alamamışlardır zira artık insanlar bu medreselerde okumaya başlayacak ve bunun karşılığında devlet dairelerinde iş bulacaklar ve para için ilim öğrenecekler ulvi olan ilmi az miktar dünya menfaatine değişecekdir."
Peki eski metod ile medrese arasındaki fark nedir ki bu ulema yas tutmuştur ?
Eski Usul (Sistemli Eğitim Mahallerinden Evvel)
* Hoca için diyar diyar gezen ilme susamış ilim talebeleri
* Hoca için derse gitmek ve hocanın mukaddesliği (dolayısıyla ilmin)
* Öğrenilen ilmin nedenini sorgulamadan, ama meseleleri not, imtihan gibi bir korku olmadan özgürce soru sorabilme ve dolayısıyla hakiki ilim
* İcazet usulü
* Gönüllülük esası
* İlme aşk
Yeni Usul (Sistemli Eğitim Mahallerinden Sonra)
* Hocaların bir arada toplandığı hazır ilim meclisleri
* Okul (medrese) markası için derse gitmek, asıl gayenin ilim değil etiket olması
* İlmi sorgulama, (ne işimize yarayacak) ama öğrenme maksatlı soru soramama
* İmtihan ve not usulü
* Mecburiyet
* Para, makam, mevki, dünya menfaatine aşk
Ne dersiniz günümüz eğitim sistemini anlatmıyor mu ?
İlme aşık bir nesil yetiştirebilmek ümidiyle...
...katılıyorum...günümüz eğitim sisteminin durumu maalesef bu şekilde...
YanıtlaSilgenetiği bozulan mısırdan, pirinçten sonra eğitim sistemimizin de özünün zamanla bozulduğunu, farklı ve çarpıcı bir yazıyla ortaya koymuşsunuz...
emeğiniz için teşekkürler...