Padişah şehzadenin haline baktıkca kahroluyordu. Gün gelip tacını tahtını bırakacağı oğlu böylemi olacaktı? Ne ok atmayı bilirdi nede kılıç kulanmayı ne devlet işlerine merakı vardı ne askerliğe ne ikiçift laf edebilirdi ne söyleneni anlardı.kendi halinde aylak aylak dolaşan çoluk çocukla oynamaktan başka birşey bilmeyen zayıf çelimsiz beceriksiz bir tipti şehzade. Ama böyle devam etmezdi ne yapıp edip bu çocuğu adam etmenin yolunu bulmalıydı. Memleketinin en büyük alimini çağırdılar. Padişah bakasın hoca! dedi sana bir talebe, eti senin kemiği benim! şehzadeliğini bir kenara bırakacaksın ne yaparsın nasıl edersin bilmem tam bir padişah gibi yetiştireceksin bu çocuğu. Sana 3 yıl müsade oldu ne ala olmadı keleni alırım. ŞİMDİ KARA KARA DÜŞÜNME SIRASI ALİME GELMİŞTİ MÜMKÜNDEGİLDİ BU İŞ 3 senede bir fare aslan olurdu hatta bir kurbağa kartal olurdu belki ama bu çocuk adam olmazdı! Allaha sıgındı gününü gecesini şehzadeyi adam etmeye adadı neyaptıysa olmuyordu 3 yıl neredeyse bitecekti ama bir karış mersafe almamışlardı. Bir can degil mi hepsi? verip kurtulayım! dedi sonunda çileyi çekmektense. Günler ayları kovaladı aylar yılları ve göz kapatıp açıncaya kadar 3 yıl oldu. Tam şehzadeyi padişaha tesliim etme günü geldiğinde sarayın önünde yüksekçe bir yer yapıldı eğitimini tamamlayan şehzade oradan halka hitap edecekti aşağıda büyük kalabalık merek içinde şehzadelerini görmek için bekliyordu yukarıdaysa padişah vezir saray erkanı ve zavalı alim kunuşmayı dinleyecekti nihayet şehzade yüksekce yerin ortasına kadar geldi aşağdaki kalabalığa baktı zaten heyecanlıydı bir kat daha heyecanı arttı.Babası vardı vezirler alimler... Ne yapacağını ne söyleyeceğini hepten unuttu eliyle birşeyler anlatmak ister gibiydi garip işaretler yaptı yutkundu sonunda ''bir ok atım kebap oldu!'' deyi verdi. Birden ortalıgı sessizlik kaptı halk bunun ne demek oldugunu anlamaya çalışıyordu saray erkanı şaşkındı padişah alime bakiyordu kelenin gidecegini anlayan alim orta yere geldi ve dedi ki şehzadem öyle uzun sözü sevmez ne anlatacaksa özlü şekilde anlatır dediği şuki en son ava gittigimizde kimsenin vuramadıgı ceylanı ilk atışta yere serdi şehzadem. Sonrada kebap edip afiyetle yedik bu acıklama üzerine padişah cok memnun oldu halk alkışlamaya başladı saray erkanı mutluydu olan biten karşısında biraz kendine güveni gelen şehzade bu defa daha yüksek birsesle kalabalıga dönüp bagırdı ''bir ok attım göl oldu!''dedi halk alkışlamaya başladı isede padişahın cidiyetini görünce vaveylayı kestiler herkes alime döndü bakalım şehzade bu sözüyle ne anlatmak istyordu herkesin kendisinden bir yorum bekledigini gören alim yine öne çıktı can tatlıydı bir acıklama yapmak lazımdı dediki şehzademin anlatıgı şuki şehrimize su getiren ırmağın önünü bir kaya kapatmıştı şehzadem yayını gerdi bir atışta kayayı iki parca etti böylece bizler susuzluktan kurtulduk bir alkış tufanı daha koptu alim alnındaki terleri sildi bu defada kelleyi kurtarmıştı padişah bakıp tebesüm etmeye çalıştı sonra herkesgibi şeh zadenin ne diyeceğini beklemeye koyuldu şehzade durumdan memnundu iyice çoştu ellerini havaya kaldırıp son süzünü söyledi ''bir ok attım aşure oldu!''. Sessizlik... sinek uçsa kanadı duyulacak, bütün bakışlar yine alimin üzerinde ama o bir acıklama yapmak yerine padişaha dogru yürüdü önüne varıp diz çöktü eliyle kafasını işaret ederek hünkarım dedi işte başım ferman sizindir! Yalnız şu serseriye bir sorun attığı ok nasıl aşure olmuş, birde bende bileyim
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizleri hedefimize ulaştırmak için faydalı olacaktır. Şimdiden çok Teşekkür Ederiz...
Siz de çalışmalarınızı, tecrübelerinizi bizimle paylaşın, sitemizde yayınlayalım.
İrtibat: yunuscibiz@gmail.com recepevren34@gmail.com fenci_77@hotmail.com